Türkiye o kadar güzel ki gez gez bitmiyor. Önce Akdeniz, ardından Karadeniz, üstüne bir Ege yazlığı ve son olarak da kiraz ağacımın yanı; yani Marmara :)
Okuyucularıma şöyle bir göz attım da Amerika'dan bir çok okuyucumuz var :) Öyleyse;
THANKS MY AMERİCAN FRİENDS
I LOVE YOU
I MISS YOU VERY MUCH
~pelin~
♥
Tatilime gelince, her şey mükemmeldi. Nereden başlayacağımı bilemiyorum bile :)
En son Ereğli'ye gideceğimi yazmıştım. Orada 2 günlüğüne küçük bir daire kiraladım. İlçeyi gezdim, köylerine çıktım. Burada denize girmedim. Zaten birazcık da temiz hava çarpmıştı. Köylerindeki insanlar o kadar cana yakın ki... Bir kaçıyla tanıştım. Beni sofralarına davet ettiler. Adını hiçbir zaman ezberleyemeyeceğim bir çok lezzet sundular. Üstelik telefonlarını da aldım. Bir daha gelmezsem çok darılacaklarını söylediler. Burası ne güzel bir yer böyle :))
2 günümü tamamladığımda Muğla'ya bilet aldım. Teyzemler yurt dışında olduğundan yazlıkta tek başıma kalmak zorundaydım. Ama Emre son anda imdadıma yetişti. -unutmadan söyleyeyim Emre benim bebeklik arkadaşım. yani aslında aile dostumuzun çocuğu- Yalnız kalacağımı söylemiştim. Muğla'ya geldiğim gün beni arayıp senin yanına kalmaya geliyorum dedi. Ne kadar sevindim bilemezsiniz.
Emre'yle genelde yürüyüş yapmayı çok severiz ve bu tatil de bunun için tam uygundu. Deniz, havuz, turlar, arka bahçe partileri, su savaşları, kurabiye yarışları derken zaman öyle hızlı geçti ki.
Resimlerimiz ve sürprizlerinden bahsetmek istiyorum. Emre geldiğimiz gün (dün) hemen bir fotoğrafçıya gidip hepsini bastırmış. En güzellerini 2'şer tane çerçeveletmiş. Geri kalanını albüm yaptırmış. Üstelik bir tanesini duvar yüksekliğinde büyüttürüp bir notla bana göndermiş. İşte şimdi elime geçti. Not ise öyle tatlı ki:
En son Ereğli'ye gideceğimi yazmıştım. Orada 2 günlüğüne küçük bir daire kiraladım. İlçeyi gezdim, köylerine çıktım. Burada denize girmedim. Zaten birazcık da temiz hava çarpmıştı. Köylerindeki insanlar o kadar cana yakın ki... Bir kaçıyla tanıştım. Beni sofralarına davet ettiler. Adını hiçbir zaman ezberleyemeyeceğim bir çok lezzet sundular. Üstelik telefonlarını da aldım. Bir daha gelmezsem çok darılacaklarını söylediler. Burası ne güzel bir yer böyle :))
2 günümü tamamladığımda Muğla'ya bilet aldım. Teyzemler yurt dışında olduğundan yazlıkta tek başıma kalmak zorundaydım. Ama Emre son anda imdadıma yetişti. -unutmadan söyleyeyim Emre benim bebeklik arkadaşım. yani aslında aile dostumuzun çocuğu- Yalnız kalacağımı söylemiştim. Muğla'ya geldiğim gün beni arayıp senin yanına kalmaya geliyorum dedi. Ne kadar sevindim bilemezsiniz.
Emre'yle genelde yürüyüş yapmayı çok severiz ve bu tatil de bunun için tam uygundu. Deniz, havuz, turlar, arka bahçe partileri, su savaşları, kurabiye yarışları derken zaman öyle hızlı geçti ki.
Resimlerimiz ve sürprizlerinden bahsetmek istiyorum. Emre geldiğimiz gün (dün) hemen bir fotoğrafçıya gidip hepsini bastırmış. En güzellerini 2'şer tane çerçeveletmiş. Geri kalanını albüm yaptırmış. Üstelik bir tanesini duvar yüksekliğinde büyüttürüp bir notla bana göndermiş. İşte şimdi elime geçti. Not ise öyle tatlı ki:
EN GÜZEL YAZ TATİLİMİN
EN GÜZEL PRENSESİNE
ÖPÜCÜKLERLE
Gelinde yemeyin siz bu şapşiği :))
Hemen aradım tabiki. Saat 10'da burda olacak. Kiraz ağacımın esintili kahvaltısı bizi bekliyor. Gidip giyinmem gerek.
Yaşamayı o kadar seviyorum ki size yansıtabildiysem ne mutlu :))
Tekrar görüşmek üzere :)
Bu arada yeni bardaklarımızı göstermeden edemeyeceğim :)
KOCAMAN ÖPÜCÜKLER :*













